- yüzyılda yaşıyoruz. Dünyamız teknolojide, bilimde, astronomide ve birçok alanda çok hızlı gelişmeler ve değişimler yaşadı. Bugün dünyanın öbür ucuyla iletişim kurabiliyor, tek bir tuşla her bilgiye ulaşabiliyor ve alışverişlerimizi evlerimizden yapabiliyoruz. Yaşanılan bu gelişmelere nazaran ne yazık ki insanlık olarak aynı gelişimi gösteremiyoruz. Toplumsal İnovasyon Hareketi ise teknolojik gelişmelerin insan sağlığına, onuruna, refah düzeyinin artmasına, adil bir gelir dağılımı olmasına ve ekonomik gelişmeye öncülük etmesi gerektiğine inanmaktadır. Kapitalist sistemin insanlara dayattığı “Üretmeden tüket” anlayışına karşılık üretimi ve emeği savunarak bu sistemin bir parçası olmayacağımızı söylüyoruz. Bir mukayese olması açısından 2016 yılı Küresel Açlık Endeksi verilerini paylaşmak gerekirse: Dünyada 795 milyon insan aşırı açlık sınırı içinde, her gün 21 bin insan yalnızca açlığa bağlı nedenlerden dolayı ölüme mahkum edilmekte, dünya genelinde 65 milyon insan kendi ülkelerindeki savaşlardan, krizlerden, çatışmalardan, kaçakçılıktan dolayı farklı ülkelerde sefalet içinde yaşamakta…
Diğer taraftan dünyanın en zengin ilk 8 insanının toplam mal varlığı, dünyanın en yoksul 3.6 milyar insanının toplam mal varlığına eşit. Bir tarafta çok, diğer tarafta hiç yok. Bir tarafta aşırı tokluk, diğer tarafta aşırı açlık. İşte biz Toplumsal İnovasyon Hareketi(TİNHAR) olarak “Dünyada adil bir paylaşım olsaydı bu durumlar yaşanmazdı” diyerek her zaman için hak ve adalete inanan, emeğin karşılığını hakkıyla alan, sömürünün olmadığı, devletin koyduğu kurallar çerçevesinde insanca yaşamayı ve şerefli bir şekilde insanına, vatanına, bayrağına, ülkesine ve bütün insanlığa hizmet etmeyi görev addeden; insanları hiçbir şekilde din, dil, ırk, renk, mezhep vb. ayırmadan düşünce, inanç ve vicdan özgürlüğünü en temel haklardan gören ve ortak bir insanlık ülküsünü kendisine şiar edinen bir hareketiz.
İnsanın insanca yaşaması gerektiğine inanarak çıktığımız bu yolda, temel hak ve özgürlüklerin toplumun her kesimindeki insana adil bir şekilde ulaştırılması gerektiğini, bilinçli, farkındalık düzeyi yüksek, çevresini ve dünyayı sağlıklı şekilde okuyan, analiz eden ve bunları yaparken hırs ve ihtirastan uzak duran bireylerin yetişmesine öncülük edeceğiz. Gün geçtikçe yaşlanan dünyamızı, yaşanılabilir bir hale hep birlikte getireceğiz.