Lancia biraz garip bir otomobil firmasıdır. Reklam yapmayı çok beceremezler hat daha hiç beceremezler diye gözlemedik… Bu gün her aldığı plastik kupanın reklamını yapan firmaların aksine, ralli pilotları Lancia on kez şampiyonluğu yaşamıştır. On kere dünya ralli şampiyonudur ama kimseye söylemezler, hatırlatmazlar hep susarlar.
Şimdi asıl konumuza gelelim şu canavara aslında çok öyle gözükmüyor yani yolda görseniz çok umursamazsınız s4 ü hat daha bakmaya bilirsiniz ama o bayanlar ve baylar bir yolda karşılaşmak isteyeceğiniz son araba .
Ralli nedir? Lancia nasıl dahil oldu?
Yıl 1980 ler turbo yeni bulunmuş Formula1′ de deli gibi kullanılıyor. Öyle ki geçen sene 400 ila 500 beygir olan araçlar turbodan sonra 900 ile 1000 beygirlere çıkmış. Beygirler o kadar artmış ki ağır da yer kalmamış heryer beygir olmuş.
Tabi bunu gören firmalar ormanda biftek görmüş aslan gibi yalana yalana aç aç bakmaya başlıyorlar. Bu salyangoz biçimindeki tuhaf nesne ilgi çekiyor tabi… Böyle bir cismin salyangoza benzemesi çok manidar. Bu yüzden F1 acayip seyrediliyor çünkü halk hız tehlike ve vahşete bayılıyor böyle ne yapalım. Ama kimse turbonun kötü yönlerinden bahsetmiyor şimdiki gibi bunların en önemliside ısı; ateşin yanması için en önemli kaynak tabi ki oksijendir.
Oksijen olmayan bir ortamda ateş yanamaz dolayısıyla ateşin temel yakıtıdır. Bizler turboyla oksijen basıyoruz. Şimdi normal bir motorda hava yakıt karışım oranı düz hesapla 1 gram benzin 16 gram oksijendir kabaca siz oksijeni 64 gram 128 gram yaparsanız ki yapıldı, ortaya çıkan ısıdan dolayı motor patlayabilir, pistonlar eriyebilir, yada şanzıman dişlileri sıcaktan birbirine yapışabilir.
İkinci kötü yanı ise turbo boşluğu o zamanlar araç hep 900 beygir değildi 4000 devirde 300 beygir 6000 devirde 900 beygire ulaşıyordu buda ani bir güç artışı demek yani tekerlerin patinaja düşmesi. Arka tekerlerin kayması ve pek çok çocuğun babasız kalması demekti. Ralli oyunları şakaya gelmezdi. Allah hepsine rahmet eylesin. Çünkü ralli demek hız demek, ralli demek risk demek!
Artık Fia’ nn motorsportlarından F1’in müthiş bir izleyici kitlesi var .Ralli arabası ise bu iş için şarttı. Motorsport izleyici kitlesini ralliye çekmek istediler ama ralli o kadar eğlenceli değildi. Ralli eğitimi konusunda çok farklı bir tarz izleniyordu. Çok fazla limit ,kısıtlama ve güvenlik önlemi vardı. Ama para kazanmak isteyen Fia yetkilileri insan bu biri gider biri gelir deyip insanlara paranın neler yaptıra bileceği konusunda psikiyatrik bir tez ortaya sürmüştür.
Oturdular masanın başına kim yapar böyle bir araba diye düşündüler cevap çok basitti tabiki Lancia . Lancia hiç kuşku duymadı ve hemen çalışmalara başladı .Aldılar ellerine Alüminyum boruyu bir iskelet çıkardılar gayet hafif çok güzel sonra Karbon fiberden bir dış kabuk birde dev hava emme alıkları iş harika gidiyor herkes çok mutlu ta ki iş motora gelinceye kadar.
Supercharger geliyor!
Lancia deli deli görünce sopasını saklarmış misali büyük modifiye firması Abarth ı arar ve işte tamda bu zamanlarda iş bir ralli arabasından farklı bir yere gitmeye başlar.Lancia nın bir V4 motoru var bunu Fulvia gibi başka modellerindede kullandı ama buna bir turbo birde o bekleme süresini azaltmak için bir süpercharger takıldı genç mühendisler korkarak o motora bakıyorlardı okulda anlatılan hiç bir şeye benzemiyordu ne şeklen nede cismen.
Çok az işleri kalmıştı motoru sürücünün hemen arkasına koydular.Isı sorununu halletmek için ise büyük boy bir intecooler aracın en arkasına kondu neredeyse bitmişti son iş depoydu ona hiç bir yer bulamadılar düşündüler ,düşündüler ve hem mühendislik açısından hemde ahlaken en kötü yere koydular “SÜRÜCÜNÜN ALTINA”. Sadece ağırlık merkezi daha iyi olsun diye bayanlar ve baylar. O zamanlar ciddi bir ralli ajansı olmadığı için çok fazla önemsenmediğini düşünüyorum.
Böylece o daimi dört çeker 900 kilo 450 beygirlik araç doğdu adeta bir şeytandı. Otomobil dünyasının şeytanı ama herhangi bir günah kadar güzeldi. Ralli nedir? Lancia Delta s4 ile cevabını ünlü rallici, Onun son yarış pilotu olan Henri Toivonen’ in dediği gibi “ Bu otomobil o kadar güçlü ki her şey yolunda giderken bile onu kontrol edemiyorum.”
Güvenli ve keyifli sürüşler. Sizi bekleneleri ve sevenleri üzmeyin. Kemeriniz bağlamayı asla unutmayın.