VIP araçların modernize edilmesi, ihtiyaca göre şekillendirilmesi konusunda öncu bir marka olan Dizayn VİP’ in kurucusu olan Erbakan MALKOÇ ile bir röportaj gerçekleştirdik. Otomobilden minibuse,otobüsten helikoptere kadar bir çok alanda faaliyet gösteren yerli bir işletme olmanın gururunu yaşayan Erbakan Bey bakalım kimmiş?
Sizi tanımayanlar için Erbakan MALKOÇ kimdir? Bilinmeyenlere anlatır mısınız?
Ardahan’da Göl ilçesinde doğan 11 nüfuslu bir ailenin ferdi. Okulu bitirdiğinde anne ve babası vefat ettiğinden dolayı istanbul’a göç eden, 10-11 yaşlarında tamirhane çıraklığında hayata başlayan bir Anadolu çocuğu.
Hayatınızda en önemli dönüm noktanız nedir?
Buna daha çok “kırılma noktası” diyorlar. Bu soru çok geliyor. Bizim hayatımızda anlık olup bizi değiştiren şeyler yok. Kırılma noktası şurasıydı ve orası beni farklı noktalara getirdi diyebileceğimiz bir şey yok. Benim hayatımda her gün bir kırılma noktası yaşanıyor. Yani buraya gelmek, o tamirhane çıraklığından bugün dünyanın kendi işinde en önemli şirketinin pozisyonuna gelip orayı koruyabilme mücadelesini vermek, bir iki kere kırılma ile olabilecek bir şey değil. Dolayısıyla benim başladığım günden bu yana her günüm kırılma noktamdır. Bugün de hala öyle. Örneğin; Cenevre Otomobil Fuarı var, yaklaşık 90 yıldır yapılan bu fuara Türkiye’den giden ilk şirket ünvanını alıyorum. Bu bile çok büyük bir kırılma noktasıdır. Düşünsenize o fuara Türkiye’den bir şirket dahi almadılar ve Avrupa’ nın en büyük fuarına bir Türk şirketi olarak sen girme hakkı kazandırıyorsun. Buna benzer benim onlarca,yüzlerce kırılma noktam var.
Çok büyük başarılar elde ediyorsunuz ama biz şuna da değinmek istiyoruz; 20 m2 lik bir dükkandan sektöründe değişimleri başlatan bir dünya markasına nasıl gelindi?
20 m2 dükkana gelene kadar aslında daha öncesine gitmek lazım,bir tamirhane çıraklığına; gözünüzün önünde bir canlandırır mısınız? Yetim, itilip kakılan hiç bir şeyi yok, ayağında ayakkabısı üstünde ceketi olmayan bir çocuk… Sanayi sitesinde eli yüzü yağ kir pas içinde, elleri çatlaklardan yarık yarık halde. Her gün ustalarından 3-5 öğün dayak yiyen bir çocuk. O çocuğun günü geldiğinde, otomobil dönüşüm noktasında dünyaya yön veren bir dünya markasına sahip konumuna gelmesini hayal edin.
Bunun asla göz ardı edemeyeceğim iki tane önemli noktası vardır; aslında bunlar sadece benim için değil, başarıyı isteyen herkes için bunun ilki, “istemek” ikicisi çok “çalışmak”tır. Bunun biri eksik olursa, hedefe ulaşmak güçleşir ya olanaksızlaşır. Benim hayatımda bu iki kural çok sabit ve değişmezdir. Ben bir şeyi gerçekten istiyorsam, onun için gerçekçi bir mücadele veririm. Ben iş hayatına başladığımdan beri bu düşüncemi hiç değiştirmedim.İstedim ve mücadelemi verdim. O iki kural beni buralara getirdi. Ayrıca isteyip mücadele etmezseniz hedefinize ulaşamayacağınız gibi, ne için mücadele ettiğinizi bilmezseniz yine de ulaşamazsınız.
Bir şey daha ekleyeyim; hayal kurma yeteneğimin üst seviyede olduğuna inanıyorum. Ama hayal derken popülist anlamda bir hayal olmadığından emin olun. Hayal etmenin bile ne demek olduğunu günümüzde insanlar bilmiyor. Hayal ne demek? Hayal beşli saç ayağı olan bir olgudur. Nedir bunlar? Hayal, hedef, yola çıkma, kimseye takılmama ve çok çalışma. Yani bu beşli kuralı çok iyi uygulamak lazım. Eğer ilk ikinin üstüne bu hayal yeteneğini eklerseniz her şeyi elde edebilirsiz.
Çok güzel notlar bunlar, genç girişimciler için de aynı zamanda etki yaratacak örnekler bunlar. Dizayn VİP’in dünyadaki diğer firmalardan farkı nedir? Bu sektörün liderlerinden biri olmasının sırrı nedir?
Çok güzel bir soru. Dizayn Vip’in üc ana özelliği vardır ve hiçbir zaman bunu kimsenin unutmaması lazım. Bizim yola çıkarken şöyle bir sloganımız vardı; üçlü saç ayağı yapacağız ve bunların ayakları bu şekilde olacak;
1- Zamandan ve mekandan bağımsız olarak tasarımlar yapmak,yıllar önce tasarladığımız ürünü insanlar bugün bile baktıklarında sanki yeni tasarlanmış gibi görecekler. Herhangi bir mekana benzerliği olmayacak ve daha önce hiç bir otomobilin tasarımıyla özdeşleşmeyecek.
2- Zamandan ve mekandan bağımsız olarak üretirken el yapımı işçilik olacak, aynı zamanda dünyanın en kaliteli işçiliği olacak.
3- Dünyanın en son teknolojisi ile donatılacak.
Bu üç ana özellik bizi dünyada diğerlerinden farklı kılıyor. Çünkü biz tasarımlarımızı hiçbirine benzetmeyiz. Biz işçiliğimizi sıradan ve standart olan işlerle de özdeşleştirmeyiz. Biz teknolojiyi dünyada en iyi kullanan şirketiz ki ABD’den bize dünyada teknolojiyi en iyi kullanan şirket ünvanı verildi. (2014’te ABD’nin en prestijli organizasyonu IMA IMPACT Teknoloji Zirvesi’nde “Dünya’da Otomobil Tasarımında Teknolojiyi En İyi Kullanan Firma” ödülünün de sahibi olmuştur.) Teknolojiyi kullandığınız zaman otomobile diyorsunuz ki, bizde bir sistem var “hi dizzy” diye. Otomobile “hi dizzy, how are you” diyorum, arabama o ismi taktım ve o bana “hi my boss, i am fine” diye senin araban sana cevap veriyor. Bu teknolojiyi bu alanda hayata geçiren benim. Cep telefonu ile tasarım ve teknoloji, araçlara sesli komut, araçlarla duygusal bağ kurarak ile buralara geldik. Örneğin Koltuğunuz belinizi üşüttü diyelim, hemen uyarı geliyor :”koltuk soğutmanızı kapatıyorum bilginize”. Masamı aç diyorum bana “kahvenizi de yapayım mı” diye ekliyor. Bunları ortaya ilk siz çıkartıyorsanız siz farklısınız demektir. Bizim farkımız bu.
Düğmelerle komutlardan sesli komutlara..
Ben 1992 yılında, uzaktan kumanda ile otomobili çalıştırıp yanıma getirirdim ve dünya buna şaşırırdı. 1992 yılı yani 24-25 yıl öncesi.. bugün ise aracıma elimde ki cep telefonu le komut veriyorum. Bizim farkımız bu.
Siz “Haute couture” bir çalışma tarzına sahipsiniz, müşterilerinizin beğenisi ve isteklerini karşılayabiliyor ve a-plus kişilerle çalışıyorsunuz. (Haute couture’ (Türkçe okunuşu: hotkutür) kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise anlamına gelen ve Fransızca’ dan gelen bir moda terimidir. Tam karşılığı ise “ısmarlama” dır.)
A+A Plus.
Bu şekilde firmanızın dünyada adı duyuldu ve en tepedesiniz. İlerde kendi otomobilinizi çıkartmayı düşünüyor musunuz? Yerli bir marka olarak.
Şimdi benim her zaman söylediğim bir şey vardır. İki tavşan kovalayan kişi, ikisini de kaçırır. Yani herkes her işi en iyi şekilde yapamaz. Evet ben ilerde bir otomobil yapabilirim ama dünya da otomobil üreten firmalar çok farklı boyutlarda. Artık saniyeler içinde otomobil üretiliyor. Buna yetişebilme şansımız çok yok. Evet biz bir “special car” yapabiliriz ve bunu farklılaştırabiliriz. Ama size samimi söyleyeyim, benim böyle bir hayalim şu an daha bebek. Benim asıl hayalim, kişiye özel otomobil noktasında dünyaya iz bırakmak. Ne demek bu? Dünya artık öyle bir halde ki, artık herkes ama herkes birleşmelerle para kazanıyor. Birleşerek büyüyor. Birleşmeleri daha değerli buluyor. Şu an otomobil dünyası çok farklı boyutlarda ve ben bu hayalimi dünyanın en iyisini yapabileceğimi inandığım ana kadar saklayacağım. Eğer inanırsam kişiye özel dünyanın en iyi otomobilini üreteceğime, o gün evet, ama bugün o yeteneğe sahip olduğumuzu düşünmüyorum. Çünkü bizden bu konuda daha yetenekli şirketler var, herkes yerini bilmesi lazım. Mevlana’ya diyorlar ki “ ne bilirsiniz? Haddimi bilirim.” Ben haddini çok iyi bilen bir insanım.
Peki yapıp imzanızı attığınız onca araç içinde asla vazgeçmeyeceğim diyeceğiniz bir modeliniz var mı?
Hepsi.. çünkü onlar varsa siz varsınız. Ekmeğiniz var, aileniz var. Benim tasarımlarım ve onlarda ki emeğim beni bu noktada tutuyor. Ben işimi asla sadece iş kapısı olarak görmem, ben işimi aş kapısı olarak görürüm. İş başka bir şeydir, aş başka bir şeydir. Çocuğunuza aş götüremezseniz siz değersiz olursunuz.
Aslında verdiğiniz bu cevaplar bir sonra ki soruya da hazırlık oldu. Uluslararası firmalarla ortak projeleriniz var mı?
Dünya da bizim çok önemli iş ortaklığı yaptığımız, projelerde birlikte olduğumuz çok önemli partnerlerimiz var. Biz Mercedes-Benz ile yaptığımız işte yetkili partneriyiz. VIP araba konusunda partneriz. Dolayısıyla bu bizim için zaten emin olun hayalin ötesinde bir şeydi. Bu bizim şu an da çok değerli. İnşallah Allah nasip ederse, ileriki aşamalarda bu iş ortaklığını daha ileriye taşımak, aynı banttan araç üretebilmek, ürettiğimiz araca bir marka verip onu tek bir ürünmüş gibi satabilmek, bunlarla ilgili çok ciddi hayallerimiz var fakat bunun yanında, dünyada da yetki ,imalat, standardizasyon ve tasarı- teknoloji anlamında birlikte çalıştığımız çok önemli şirketler var. Az önce de onu vurguladım, dünyada ki en önemli şey şu an iş ortaklığı yani birleşmeler. Bugün dünyanın en büyük üreticileri hiçbir ürünü tamamen kendileri üretmiyor. Artık partnerleri, tedarikçileri vardır onlar üretir ve bunlar en son aynı bantta toplanır en nihayetinde bir ürün olarak ortaya çıkar. Biz de Dizayn Vip şirketi olarak bunu çok önemsiyoruz ve bize tedarik sağlayan şirketlerle beraber yürüyüp buradaki bantta istediğimiz kadar araç çıkartmayı hayal ediyoruz. Biz Dizayn Vip olarak kendi imkanlarımızla sınırlı sayıda araç üretebiliriz. Bu sayıyı da arttırmanın yolu da partnerlerle beraber iş birliğimiz arttırmak. Biz bu manada partnerlerimize çok önem veriyoruz ve umarım gelecekte bu daha da iyi olacak.
Tekrar yerli otomobil konusu üzerinden bir soru ile devam etmek istiyorum. Zamanında bu denenmiş ve yerli otomobil üretmişiz. Sizce geçmişte ürettiğimiz bu markaların günümüze ulaşmamasının sebepleri nelerdir?
Aslında bunun cevabını verdim, bir şey istiyorsan hayali hedefe dönüştüreceksin ve hedefe dönüştürdüğün şey mutlak suretle devam ettirip kimselere takılmayacaksın. Bu konu da bazı yerlere takılınılmış. Geçmişi konuşmak şu an çok doğru değil ama daha iyi de olabilirdi. O gün birilerine takılmasaydık ve çok çalışsaydık, bugün bizim belki de beş-on tane dünya markası yerli otomobilimiz olabilirdi. Bütün olay ne biliyor musunuz, hayal hedef yola çıkma ve takılmama. Burda bizi birileri engellemiş ve biz de o engeli geçememiş orda takılmışız. Eğer bunları aşamazsak başarıya ulaşamayız. “sen yapamazsın, sen edemezsin.” Diyenlere inat yola devam etmeliyiz. Başarı zorluklarla mücadele sanatıdır. Biz başaramamışız çünkü mücadelemiz yetersiz kalmış. Rahmetl Demirel’in lafı “dün dündür, bugün bugündür.” Diyip günümüze odaklanıp, daha başka neler yapabiliri düşünmemiz ve çok çalışmamız gerekiyor. Ve inanıyorum ki bugünden sonra da biz çok şey yapabiliriz. Bizim için otomobil hayal değildir. Önceliğimize almamıştık. Ama önceliğimize alırsak üretemeyeceğimiz şey değil.
Jette üretiriz,yatta üretiriz helikopterde üretiriz çünkü biz çok güçlü bir devletiz!
Erbakan bey sanırım sadece kara araçları değil, deniz ve hava araçlarının da iç tasarımlarını yapıyorsunuz değil mi?
Evet var ama biz kişiye özel ürettiğimiz çok özel ürünler var ama bizim asıl ürünümüz Van araçları,dünya bizi kişiye özel otomobil ve Van araç tasarımı ile tanınıyoruz.ihracat katma değerleri yüksek bir şirketiz. Ve inşallah dünyada da çok buyuk bir marka olacağız. Bunun için de elimizden geleni yapıyoruz. “İki günü eşit olan zarardadır” bilinciyle hareket ediyoruz. Bizim hiç bir günümüz bir önceki güne asla eşit değildir. Sürekli yatırımlar yapıyoruz.“Dand made” olan işimize teknolojiyi adapte ettik.. Bu noktada kalıcı olmak için bunlar da yeterli değil, adet bazda büyüme gerçekleştirmeniz gerekiyor.2017 yılının ikinci yarısından itibaren ihracatımızı daha da arttıracak ciddi yatırımlara ileri teknik bilgisayar destekli yatırımı ekledik. İhracat katma değeri çok yüksek bir şirketiz bu bizim için çok önemli.Türkiye ortalamasının kilogramda 250 katına denk gelen ihracat yapıyoruz.
Benim felsefem “ vatanı olmayan dünyaya sığamaz.” Ama vatana sahip çıkmak lafla olmaz. Nasıl olur kg başı ürününün katmadeğerini maksimuma taşıyarak olur. Bizim Amerika’dan Avrupa’ dan farkımız nedir biliyor musunuz?. Katma değerli ürünümüz yok, biz fasoncu bir
Ülkeyiz. Bunu aşmamız lazım.Marka değerli ürünler, katma değeri yüksek ürünler üretmemiz lazım.Vatana sahip çıkmak ekonomik olarak büyümekle olur. Vatana sahip çıkmanın yolu bulunduğunuz konumda en iyi olmayı gerektirir. Vatan iyi olursa bizim geride kalma şansımız mı olur?
Kıyafetlerine çok önem veriyorsunuz, modayı da yakından takip ediyorsunuz. Bunu tek başınıza mı yapıyorsunuz yoksa bir destekçiniz var mı?
Ben her konuda ekıp ruhuna ınan biriyim. Bana göre kişinin kendini ovmesi ahmaklıktır. Ama samimi olayım bu konuda bir ekibim yok. Zaten işimde bir anlamda moda olduğu için sanırım bu konuda uyumunu sağlıyorum. Çokta özel bir şey yapmadığımı söyleyebilirim.Ayrıca işimizin en önemli yanı görsel hafızadır. Ben beş on yıl önce gördüğüm birini kolay kolay unutmam ama isim hafızası konusunda aynı şeyi söyleyemem.
Liderlik konusunda bazı insanlar lider olamazlar
Lider insanın iki özelliği vardır. Birilerinin arkasında taşan toplumları arkasından sürüklemek değildir. Liderlik önce kendisine lider olmalı. Kendisine lider olamayan baskasına liderlik yapamaz. Bir diğer özellikte onceliğini hızlı değiştiren, diğeri çözüm odaklı olma gerekliliğidir. Hızlı öncelik değiştirebiliyorsan lider olabilirsin. Ayrıca çözüm odaklı olan,anlık çözümleri üretebilendir lider…
“Ben hayatım boyunca kendıme iyi liderlik yapabildiğime inanıyorum.”
Gençlerle ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Ben cok hırsız bır biriyim. Zamanımdan ve kendimden çalıp başkalarına veren biriyim. Iki saatlik uyku ile kalıp geri kalan zamanımı gençlere veriyorum. Her zaman söylediğim bir sözüm vardır :”Paylaşılmayan bilgi dolapta bozulan muza benzer kimseye fayda etmez.”
Benim önceliğim vatandır. Bu vatan da gençlerindir. Sende olanı gençlere vermezsen vatana sahip çıktığını iddia edebilir misin? Ben gençlere bilgilerimi verirken aldıklarını hissettiğimde ben daha çok vermek için mücadele ediyorum. Bu konuda cimrilik yapmıyorum. Bu bana mutluluk veriyor. Gençlik benim için çok önemli. Bizim en çok konuştuğumuz şey hangi üniversite ile görüşeceğimizdir. Benim derdim ne olabilir sizce ? Maddi bir beklentim söz konusu olamaz.Benim amacım ülkemin geleceğe yürümesidir. Ve yürümesini sağlayacak olanlar da vatanın sahibi o gençlerdir. Vatanın olmadıgı yerde ticaret olur mu? Bak bugün Suriye’ye , vatan sadece bir toprak parçası değildi. Ana,bacı, kardeş, kadın, can, canandır vatan! Ben vatanım için her zaman her noktada mücedelemi zirvede taşırım.
Çok güzel bir Sohbet oldu. Çok teşekkür ediyoruz.
Röportaj: Alican Yenilmez Fotoğraf: Oktay Erginoğlu
Ropotajı yapan : Alican Yenilmez